27 Şubat 2015 Cuma

Şalgam soğuk algınlığının doğal ilacı

492963049 salgam doganay dogal ilac saglik mkljpg


Kışın tam ortasına geldiğimiz şu günlerde soğuk algınlığı oldukça yaygın bir hastalık. Özellikle yoğun çalışanlar ve beslenmesine dikkat edemeyenler bağışıklık sistemleri zayıfladığı anda grip ve soğuk algınlığı ile yüz yüze geliyor. Yüzyıllardır Anadolu’da yemeklerin, özellikle de etlerin yanında tüketilen şalgam suyu vücut direncini arttırarak hastalıklara karşı koruyucu ve iyileştirici oluyor.

Şalgam içeriğindeki A, B, C grubu vitaminleriyle kalp-damar hastalıklarının yanında boğaz iltihabına da iyi geliyor. Soğuk algınlığının ilerleyip boğaza hatta ciğerlere indiği durumlarda akciğer ve bronşları temizlemek için şalgam suyu faydalı oluyor. Vücuttan toksinleri atmaya yarayan ve kansızlık için ideal bir ilaç olan şalgam yaprakları kalsiyum, demir, bakır ve iyot bakımından oldukça zengin.

Çocuklar için doğal bir antibiyotik
Çocukların günlük demir, bakır ihyiyaçlarının karşılanması için şalgam suyu son derece faydalı. Anti-enfeksiyon olarak bilinen bu doğal içeceği, anneler grip olmuş çocuklarına içirebilir. Aileler, küçük yaşlarda sık sık hasta olan çocuklarını mümkün olduğu kadar antibiyotikten uzak tutmaya çalışıyorlar. Böyle durumlarda alternatif tıbbı ve bitkisel çözümleri arayanlar, şalgam suyunu deneyebilirler.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. M. Sezai Yavaşça "Şalgam magnezyum, B1, B2, B3 ve C vitaminlerini içeriyor. Havuç A, B, C, D ve E vitaminleri yönünden zengin. Adana ve Mersin yöresinde bu iki mucize sebzenin bulgur ile fermente edilmesi suretiyle hazırlanan şalgam suyu tüm dünyada ciddi araştırmalara konu oluyor. Özellikle Çin’de yaşanan sars gribi sırasında Çinli araştırmacılar tarafından tüketilmesi önerildi. Gribal enfeksiyonlardan korunmada etkili C vitaminini içerdiği ve prebiyotik etkili olduğu için şalgam suyu öğünlere eklenmeli." diyor.

3 Şubat 2015 Salı

Karbonhidratları ne zaman tüketmeliyiz?

shutterstock 39860668

Aldığınız kiloların sorumlusu karbonhidratlar değil. Her ne kadar popüler birçok diyet sizi buna inandırmış olsa da karbonhidratlar en büyük düşmanınız değil. Hatta karbonhidratların da protein, yağ gibi düzenli ve ölçülü bir şekilde alınması sağlıklı bir beden için oldukça gerekli. Önemli olan tüm bu gıda gruplarını nasıl tükettiğiniz ve konu karbonhidratlarsa ne zaman tükettiğiniz.

"Think, Eat, Move, Thrive" kitabının yazarı Dr. James Rouse, insülin duyarlılığınızın en yüksek olduğu zamanların karbonhidrat tüketmek için günün en iyi zamanları olduğunu söylüyor. "Karbonhidratlar vücutta parçalanarak glikoza (kan şekeri) dönüştürülür. İnsülin duyarlılığı, vücudun glikozu ne kadar iyi yönettiğine bağlı olarak değişir. Glikozu yönetmek için daha az insüline ihtiyaç duyduğunuzda, insülin duyarlılığınız da artar. Vücudunuz aynı miktarda glikozu işlemek için daha fazla insülin üretmeye ihtiyaç duyması ise insülin direncidir. Bu durumda, karbonhidratları vücudumuzun bu işleme hazır olduğu zamanlarda almak çok daha iyi olacaktır. Bu zamanlar da genellikle sabahları ve egzersiz sonralarıdır.”

Elbette doğru zamanda tüketseniz de karbonhidratları belirli bir ölçüde tüketmek gerektiğini de unutmamak gerekir. Dr. Rouse; "Zamanlama ve tükettiğiniz karbonhidratların kalitesi oldukça önemli ama ne çeşit karbonhidrat tükettiğiniz zamanlamadan çok daha önemli olabilir." diyor. "Mesela, egzersizden sonra büyük bir parça tatlı yemeniz, günün herhangi bir zamanında brokoli ve lahana yemenizden daha iyi olduğu anlamına gelmez. Karbonhidratların oldukça fazla çeşidi olduğunu ve zihinsel/fiziksel performansınız üstünde çok fazla etkileri olduğunu da unutmamak gerekir."

Dr. Rouse, sağlıklı ve düşük kalorili karbonhidratlar olarak koyu yeşil yapraklı sebzeleri, tatlı patatesi, baklagilleri ve küçük porsiyonlarda olmak koşuluyla kahverengi pirinci, amaranth tohumunu, kinoayı, organik tam buğdaylı besinleri tüketmenizi öneriyor